Yaygın Anksiyete Bozukluğunda, kaygı sürekli ve yaygın bir özellik göstermektedir. Yaşam olaylarına karşı ortaya çıkan kısa süreli kaygılar, yaygın anksiyete özelinde değerlendirilmemektedir. Yaygın Anksiyete Bozukluğu hastaları, belirli bir nedene bağlı olmadan sürekli olarak kötü şeyler olacağı korkusu ve endişesi içerisindedir.
İçindekiler
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Etiyolojisi: Bilişsel Davranışçı Görüş
Yaygın Anksiyete Bozukluğu için bilişsel-davranışçı görüşe göre kuram endişe üzerine inşa edilmiştir. Yaygın Anksiyete Bozukluğunu tanımlamak üzere farklı bilişsel modeller ortaya konmuştur. Bu modellerin ilkinde endişe ön plandadır. Gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlara karşı bilişsel bir girişim olarak tanımlanır ve endişenin kötü olayların olmasından kaçınma işlevi gördüğü belirtilir.
Ortaya konan bir diğer modelde iki farklı tipte endişe tanımlanmıştır. Bu tanımlamalar “Tip 1” ve “Tip 2” olarak ele alınır. Tip 1, endişenin dış olaylar ve bilişsel olmayan iç olayları temel alırken Tip 2 için bilişsel süreçler ele alınır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nu ele alan bir bilişsel modele göre de hastalar belirsizliğe karşı tahammülsüzlük yaşarlar. Kişinin içinde bulunduğu durumları ve geleceği yorumlamasının belirsiz bir durumda olduğunu düşünerek hareket etmesidir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Etiyolojisi: Bilişsel Davranışçı Görüş: Biyolojik Etkenler
Yaygın Anksiyete Bozuklukları üzerinde yapılan biyolojik araştırmalar, noradrenalin, serotonin ve Gaba üzerinde durmaktadır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve GABA Sistemi
Hastaların GABA işlevlerinde azalma olduğu öne sürülmektedir. Bu tür bir işlev azalmasından dolayı GABA’nın noradrenalin üzerindeki inhibitör işlevi ortadan kalkmaktadır. Bu yüzden noradrenalin kaynaklı aşırı etkinliğin anksiyeteyi tetiklediği düşünülmektedir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Noradrenalin
Norepinefrin sempatik sinir sistemi üzerinden etki gösteren, stres ve anksiyete dönemleri sırasında belirgin olarak daha etkin hale gelen bir nörotransmiterdir. Norepinefrin üzerine yap›lan çalışmalardan bazı çelişkili sonuçlar alınmış olsa da, ağırlıklı olan görüş YAB’nin norepinefrindeki artmayla ilişkili oldu¤u yönündedir. Ancak, bu bulgu, anormal norepinefrin işlevinin YAB’ye yol açtığının bir göstergesi olmaktan çok, YAB’nin bir sonucu olduğu yönünde de yorumlanabilir
Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Serotonin Sistemi
Serotonin çeşitli işlevlere sahip bir nörotransmitterdir. Bu nörotransmitterin az ya da fazla olması çeşitli sorunlar yaratmaktadır. Düşük serotonin düzeyinin kişiler üzerinde anksiyeteyi tetiklediği araştırmalarca ortaya konmuştur. Çeşitli çalışmalara göre düşük 5-HT düzeyleri ile anksiyete arasında bir ilişki bulunmaktadır.