Psikolojide Tutum Nedir?

Tutum her zaman zihinsel bir yapı olarak ele alınmış ve davranış yoluyla kendini görünür kıldığı iddia edilmiştir. Bugün ana akım sosyal psikoloji de bu iddiayı sürdürmektedir. Tutumlar, davranışları etkilediği varsayımıyla popülerliklerini koruyan bir kavramdır. Tutumları bilmek, davranışların önceden tahmin edilebilmesi amacıyla önem kazanır. Eğer tutumları biliyorsak, davranışları tahmin etmemiz de kolaylaşacaktır. Ayrıca, davranışlarda farklılık yaratmak için tutumları değiştirmek araştırmacılara anlamlı bir başlangıç noktası sunar.

Tutum araştırmaları, psikoloji ve diğer sosyal bilimlerde büyük ilgi görmüş ve birçok başlık altında yüzlerce araştırma yapılmıştır. 1920’lerden 1930’lara kadar, tutumların ölçülebilirliği ve davranışla ilişkisi özellikle anket temelli ölçekler aracılığıyla incelenmiştir. 1950’lerden 1960’lara kadar, araştırmacıların odak noktası bireylerin tutumlarında değişimin dinamiği olmuştur. 1970’lerde tutumlar üzerine kurulan teorilerde ve araştırmalarda bir düşüş gözlenmiştir. 1980’lerden itibaren bilişsel sosyal psikologlar, bilişsel işleme ve belleğin işleyiş şekli gibi konular üzerinde yaptıkları araştırmaları tutumlara uygulamaya başlamışlardır.

Bilişsel sosyal psikologlar, tutumları zihinsel bir mekanizma olarak ele alırlar ve ölçülen tutumlar ile gözlenen davranışlar arasındaki açığı çözmek araştırmacıları zorlar. Bazı araştırmacılar ise tutum kavramına tamamen karşı çıkarak konuyu söylem ve retoriksel yaklaşım içinde eleştirmişlerdir. Birey düzeyinde tutumlar, insanların algılarını, düşüncelerini ve davranışlarını etkiler. Kişi düzeyinde tutumlar, insanların birbirlerini nasıl tanıdıklarını ve birbirlerine nasıl tepki verdiklerini anlamak için önemli bir faktördür. Ayrıca, kişiler arası düzeyde tutum değişimi, insanların farklı davranışlar sergilemek için birbirlerini ikna etmeye çalıştıkları anlamına gelir. İnsanlar bir grup kimliğiyle hareket ettiklerinde tutumlar, kendi grup üyeleriyle diğer grup üyelerine karşı davranışlarını, işbirliğini, rekabeti vb. yönlendirir.

Deneysel sosyal psikologlar, tutum kavramına doğrudan gözlenemeyen ve hareketlerimize yol gösteren bilişsel bir yapı olarak bakarlar. Tutumlar bir şey hakkındadır ve bir değerlendirme içerir. Tutum nesnesi olarak adlandırılan psikolojik bir nesneye yöneliktir. Birey için anlamlı olan ve farkında olduğu herhangi bir nesneyi ifade eder. Bir şey bir birey için bir tutum nesnesi olabilirken, başka bir kişi için olmayabilir. Örneğin, benim çevre temizliğine olan düşkünlüğüm (güçlü bir tutum), bitmiş pilleri pil çöpüne atmak ve okunmuş gazeteleri kâğıt çöpüne atmama yol açar. Ancak yanımdaki insan için çevre temizliği veya ilgili nesneler psikolojik olarak herhangi bir şey ifade etmeyebilir.

Tutum doğrudan gözlenemez, ancak bireyin gözlenen davranışlarından çıkarılarak bir eğilim olarak atfedilir. Tutum bir davranış değildir. Davranışa hazırlayıcı bir eğilimdir. Gözlemlenebilir davranışlar tutumlar ile bağlantılıdır. Başka bir deyişle, gözlemlediğiniz bir davranışın nedenini tutuma atfederiz. Örneğin, bir adam kan bağışında bulunmuştur çünkü yardımsever bir tutuma sahiptir. Arabasında emniyet kemerini takmaması, can güvenliğini umursamayan bir tutuma sahip olmasından kaynaklanır.

Buna Göz Atın  Sosyal Etki, Uyma ve İtaat Kavramları

Tutum bireye atfedildiği için çalışmalar genellikle bireyin tutumları üzerinden tasarlanır. Ancak, tutum ölçekleriyle birçok bireyin tutumları ölçülerek grup tutumlarından bahsedilebilir. Araştırmacılar genellikle tutumların üç temel öğeden oluştuğu konusunda hemfikirdir.

Tutumun Bileşenleri (Öğeleri)

Tutumlar genellikle bilişsel, duygusal ve davranışsal öğelerden oluşur. Bilişsel öğe, bir kişinin tutum nesnesi hakkındaki inançları, fikirleri ve görüşleriyle ilgilidir. Duygusal öğe, kişinin tutum nesnesine karşı duyduğu duygular ve emosyonel tepkilerle ilgilidir. Davranışsal öğe ise kişinin tutum nesnesine yönelik geçmiş davranışları ve davranışsal niyetleriyle ilgilidir.

Bir örnek üzerinden açıklamak gerekirse, diyelim ki dedeniz size mezuniyet gününüzde bir kalem hediye etti. Bu kalemi çok seviyorsunuz ve uzun süredir sadece çok önemli yazışmalarda kullanıyorsunuz. Aynı zamanda bu kalem kaybolmasından da çok korkuyorsunuz. Aslında, maddi olarak diğer kalemlerden farklı değildir. Burada tutum nesnesi olan kalem, dedeniz tarafından size hediye edilmiş olması, bilişsel tepkilerinizi oluştururken, kaleme olan bağlılığınız, değer vermeniz ve kaybolmasından endişe duymanız ise duygusal tepkilerinizi oluşturur. Ayrıca, önemli yazışmalarınızda sürekli olarak bu kalemi kullanmanız ve kullanmaya devam etme niyetiniz de davranışsal tepkinizi oluşturur.

Araştırmalar, tutumların genellikle sadece duygusal öğe üzerinden davranışa yansıması yanıltıcı olabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, tutumun tüm öğelerinin dikkate alınması gerektiği, davranışa yansıma olasılığını anlamada önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Tutum İşlevleri

Tutumlar, farklı teoriler ve araştırmalar tarafından incelendiğinde dört temel işlev üzerinde durulduğu görülmektedir.

  1. Nesnenin niteliği işlevi: Tutumun bu işlevi, bilgi işleme sürecini basitleştirir ve dikkati tutum nesnesinin belirli yönlerine odaklar. Örneğin, sıcak havalarda kendinizi rahatsız hissettiğiniz için yaz mevsimini sevmemeniz ve güney illerine tatile gitmemeniz gibi değerlendirmelerde bulunabilirsiniz. Malumat işleme teorisi perspektifinden bakıldığında, tutumlar insanların şeyleri ve olayları kategorize etmelerini kolaylaştırır ve uygun tepkiler verilmesini sağlar.
  2. Araçsal işlev: Tutumlar davranışları işlevsel bir şekilde yönlendirir ve düzenler. Sosyal öğrenme teorisi temelinde, tutumlar insanları ödüllendirici sonuçlara yönlendirirken cezalandırıcı sonuçlardan kaçınmalarını sağlar.
  3. Sosyal kimlik işlevi: Bu işlevde tutumlar, kişinin kendini benzer değerleri paylaşan diğer insanlarla tanımlamasına veya kendisinin böyle tanımlanmasına olanak sağlar. Örneğin, bir gruptaki üyelerin grubu ve diğer üyeleriyle özdeşleşmelerinde tutumun bu işlevi önemlidir.
  4. Benlik saygısı işlevi: Tutumlar, insanların benlik imajlarını tehdit eden durumlardan uzak durmalarını ve benlik saygılarını artırabilecek durumlara yaklaşmalarını sağlar.

Deneysel sosyal psikologların tutum işlevleriyle ilgili teorileştirme çabaları, tarafgirlik düşüncesine işaret eden çalışmalar içermektedir. Özellikle kültürler arası çalışmalardan elde edilen bulgular, tutum işlevlerine birey odaklı bir yaklaşımın benimsendiğini ve bireyin benlik saygısının ön plana çıkarıldığını, grup saygınlığına hizmet eden işlevlerin ise göz ardı edildiğini ortaya koymaktadır.

Ads Blocker Image Powered by Code Help Pro

Reklam Engelleyici Algılandı!

Reklamları sevmediğinizi biliyoruz ancak sitemizin maliyetlerini reklamlar ile finanse ediyoruz. Lütfen reklamlara izin verin!

Scroll to Top