Dissosiyatif bozukluklar , kimlik, bellek, algı, kimlik ve çevre ile alakalı duyumların bütünlüğünün bozulmasıdır. Genellikle travmatik deneyimlerle ilişkili olan dissosiyatif bozukluklar, deneyimlerle ilişkili zihinsel durumların bozulması olarak ele alınır. Düşünce, duygu, bellek, duygu ve benlik bir entegrasyon halinde bulunur. Buradaki bozukluğu, psikoloji biliminde dissosiyatif bozukluklar kapsamında değerlendirilir.
Dissosiyatif bozukluklar 5 alt grupta incelenmektedir. Bunlar, dissosiyatif füg, dissosiyatif kimlik bozukluğu, depersonalizasyon bozukluğu, başka türlü adlandırılamayan dissosiyatif bozukluktur.
İçindekiler
Dissosiyatif Amnezi Nedir?
Dissosiyatif amnezi, genellikle travmatik bir olaya veya stresli bir duruma bağlı olarak ortaya çıkan bir dissosiyatif bozukluktur. Bu bozuklukta, birey belirli bir olayı, bir olay dizisini veya kişisel bilgileri hatırlayamaz. Dissosiyatif amnezi, normal bellek kaybı veya unutkanlıkla karıştırılmamalıdır, çünkü bu durumda kişi hatırlayamadığı olayın veya bilginin farkındadır.
Dissosiyatif amnezi, genellikle şiddet içeren, cinsel istismara uğrama, savaş travması, kazalar veya doğal afetler gibi travmatik deneyimlerle ilişkilendirilir. Bu travmatik olaylar, beynin normal bellek işleme mekanizmalarını etkileyebilir ve kişinin bu deneyimleri hatırlamasını engelleyebilir. Dissosiyatif amnezisi olan bir kişi, olayların veya belirli bir zaman diliminin belleğinde boşluklar olduğunu fark edebilir veya başkalarının anlattığı bilgilere dayanarak olayları yeniden hatırlayabilir.
Dissosiyatif amnezi farklı şekillerde ortaya çıkabilir:
- Lokalize Dissosiyatif Amnezi: Belli bir olayı veya belirli bir zaman dilimini hatırlayamama durumudur. Örneğin, bir trafik kazası sonrasında kaza anını hatırlamamak gibi.
- Seçici Dissosiyatif Amnezi: Belirli bir olayın sadece belirli bir yönünü hatırlayamama durumudur. Örneğin, bir savaşta şiddet içeren bir olayın ayrıntılarını hatırlayamamak, ancak diğer olaylar hakkında hatırlama yeteneğinin korunması gibi.
- Genelleşmiş Dissosiyatif Amnezi: Bireyin geçmişindeki geniş bir zaman dilimini veya kişisel bilgilerin çoğunu hatırlayamama durumudur. Örneğin, çocukluk dönemini neredeyse tamamen unutma durumu gibi.
Dissosiyatif amnezi, genellikle tedavi edilebilir. Tedavi süreci, bireysel terapi yöntemleri, psikodinamik terapi, hipnoterapi ve bilişsel terapinin kombinasyonunu içerebilir. Amneziye yol açan travmatik deneyimlerin üzerine çalışmak, bellek geri getirme ve entegrasyon sürecini desteklemek için önemlidir. Tedavinin amacı, bireyin travmatik olayları işlemesine, hatırlama süreçlerini desteklemesine ve işlevsel bir şekilde yaşamasına yardımcı olmaktır.
Dissosiyatif Füg Nedir?
Dissosiyatif füg, dissosiyatif bozuklukların bir türüdür ve bireyin ani bir şekilde bilincini kaybetmesi ve yeni bir çevreye yolculuk etmesi veya yerleşmesi durumunu ifade eder. Dissosiyatif fuğ, bireyin normal benlik hissi, kimlik, bellek ve farkındalığının değiştiği veya kaybolduğu bir durumdur.
Dissosiyatif füg durumunda, birey aniden veya hızlı bir şekilde evinden, işinden veya alıştığı çevreden ayrılır. Bu durum sırasında bireyin kimlik ve geçmişi hakkında bilinçsiz olması nedeniyle, yeni bir kimlik altında başka bir yerde veya hatta başka bir şehirde ortaya çıkabilir. Kişi, geçici bir “füg durumu” içine girer ve normal günlük yaşantısını ve kimliğini unutur.
Dissosiyatif füg durumu genellikle birkaç saat ile birkaç gün arasında sürebilir, ancak nadiren daha uzun sürebilir. Kişi, fuğ durumundan çıktığında, geçmiş olayları veya kişisel bilgileri hatırlamada büyük bir boşluk olduğunu fark eder. Bu nedenle, dissosiyatif fuğ durumunda olan bireyler, kimliklerini ve yaşadıkları olayları yeniden hatırlamakta büyük güçlük çekerler.
Dissosiyatif füg, genellikle travmatik bir olayla ilişkilidir. Bu travmatik olaylar arasında ciddi bir stres, şiddet, cinsel istismar veya fiziksel saldırı bulunabilir. Dissosiyatif füg, zihinsel savunma mekanizmalarının bir şekli olarak ortaya çıkabilir, çünkü birey travmatik deneyimi hatırlamaktan veya yaşamakla başa çıkmaktan kaçınmak için fuğ durumuna girer.
Dissosiyatif fügün tedavisi, genellikle psikoterapi, özellikle bireysel terapi, kullanılarak yapılır. Terapi sürecinde, bireyin travmatik deneyimleri işlenir, hatırlama süreçleri desteklenir ve kimlik bütünlüğü yeniden sağlanır. Tedavi süreci, bireye stresle başa çıkma becerilerini öğretme, travmatik deneyimleriyle ilgili duygusal olarak başa çıkma stratejileri geliştirme ve sağlıklı benlik hissiyatını yeniden inşa etme konularında yardımcı olabilir.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu
Dissosiyatif kimlik bozukluğu, birden fazla ayrı kimlik veya benlik hissinin varlığıyla karakterize edilen bir dissosiyatif bozukluktur. Bu bozuklukta, bireyin kimlikleri arasında belirgin geçişler, bellek boşlukları ve farkındalık kesintileri meydana gelir. Her bir kimlik veya kişilik, kendine özgü düşünce yapısı, duygusal tepkiler, davranış kalıpları ve bellek içeriğiyle ayrı bir varlık gibi algılanır.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu, genellikle çocukluk döneminde ciddi ve tekrarlayan travmatik deneyimlere maruz kalmış bireylerde gelişebilir. Bu travmatik deneyimler arasında cinsel istismar, fiziksel istismar, duygusal istismar, aile içi şiddet veya ciddi ihmal yer alabilir. Bu travmatik olaylar, bireyin normal benlik yapısının bölünmesine ve ayrı kimliklerin oluşmasına yol açar.
Dissosiyatif kimlik bozukluğunda, farklı kimlikler arasında bilinçli veya bilinçsiz geçişler yaşanır. Bu geçişler, birdenbire ortaya çıkabilir veya bazı tetikleyici faktörlerle (örneğin stres, travmatik hatırlatıcılar) ilişkilendirilebilir. Bireyin farklı kimlikler arasındaki geçişler sırasında, kişisel bilgileri, olayları veya davranışları hakkında bellek boşlukları oluşabilir. Kimlikler arasındaki geçişler genellikle farklı bir dil kullanımı, beden duruşu, ses tonu, tavır ve davranışlarda belirgin değişikliklerle kendini gösterir.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu olan bireyler, kimlikler arasında koordinasyon ve entegrasyon sorunları yaşarlar. Bu durum, günlük yaşamda işlevsellikte zorluklara neden olabilir. Birey, farklı kimlikler arasında uyum sağlamakta, ilişkileri sürdürmekte veya kendi benlik hissiyatını bütünleştirmekte zorluklar yaşayabilir.
Tedavi, genellikle bireysel terapi (çoğunlukla psikodinamik veya bilişsel-davranışçı terapi yaklaşımları), ilaç tedavisi ve destek gruplarından oluşan bir kombinasyonu içerir. Terapi süreci, bireyin travmatik deneyimlerini işlemesini, kimlikler arasında uyum ve iletişim becerilerini geliştirmesini, bellek bütünlüğünü sağlamasını ve sağlıklı bir benlik yapısını yeniden inşa etmesini hedefler. Tedavi süreci genellikle uzun vadeli ve yoğun olabilir, ancak bireyin işlevselliğini artırmak ve yaşam kalitesini iyileştirmek için önemlidir.
Depersonalizasyon Bozukluğu Nedir?
Depersonalizasyon bozukluğu, bireyin kendini gerçeklikten kopmuş, yabancılaşmış veya dış dünyadan ayrılmış hissettiği bir dissosiyatif bozukluktur. Depersonalizasyon, kişinin kendi bedenine, duygu ve düşüncelerine yabancılaştığı bir durumu ifade ederken, derealizasyon, kişinin çevresinin gerçeklikten uzaklaştığı, değişmiş veya hayali olduğunu hissettiği bir durumu ifade eder.
Depersonalizasyon bozukluğu olan bireyler, kendilerini bir gözlemci gibi hissederler ve olayları, duyguları ve deneyimleri sanki başkalarını ilgilendiren bir şeymiş gibi algılarlar. Kendi bedenlerine veya zihinlerine yabancılaştıkları için duygu ve düşüncelerini tam anlamıyla deneyimleyemezler. Bu durum, sürekli veya tekrarlayan bir şekilde ortaya çıkabilir ve günlük yaşamı etkileyebilir.
Derealizasyon bozukluğunda ise, birey çevresindeki nesnelerin, insanların veya olayların gerçeklikten uzaklaştığını, değiştiğini veya hayali olduğunu hisseder. Dış dünya, bulanık, hikayesi olmayan bir film veya rüya gibi algılanır. Birey, etraflarındaki insanlarla etkileşime girerken veya mekanlarda dolaşırken gerçeklik duygusunu tam olarak hissedemez.
Depersonalizasyon ve derealizasyon bozuklukları genellikle stresli veya travmatik yaşantılarla ilişkilendirilir, ancak kesin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, beyindeki nörotransmitterlerin dengesizlikleri ve zihinsel savunma mekanizmalarının etkisi gibi faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir.
Depersonalizasyon bozukluğunun tedavisi genellikle psikoterapi, özellikle bilişsel-davranışçı terapi, kullanılarak yapılır. Terapi sürecinde birey, yanlış inançları ve düşünceleri sorgulayarak gerçeklik algısını yeniden yapılandırır. Stres yönetimi becerileri, duygusal düzenleme ve zihinsel farkındalık teknikleri de terapötik yaklaşımlar arasında yer alabilir. Bazen ilaç tedavisi de depersonalizasyon bozukluğu semptomlarını hafifletmede kullanılabilir, ancak ilaç tedavisi her bireye özgü olarak değerlendirilmelidir.
Depersonalizasyon bozukluğu, uzun sürebilen bir durum olabilir ve tedavi süreci zaman alabilir. Ancak, doğru tedavi yaklaşımları ve destekle bireyler genellikle semptomlarını yönetebilir ve yaşam kalitesini iyileştirebilir.