Asch Deneyi, 1953 yılında yayınlanmış ve bireylerin çevrelerinin karar verme süreçlerindeki etkisini anlamak için tasarlanmış önemli bir deneydir. Aynı zamanda “Uyma Deneyi” olarak da bilinir ve Polonya kökenli Amerikalı sosyal psikolog Solomon Asch tarafından yürütülmüştür.
İçindekiler
Asch Deneyi Yöntemi
Katılımcılara bir görüş testine katılacakları söylenir. Deneyde tüm katılımcılara iki çift kart gösterilir. Bir çift kartta üç farklı uzunluktaki çizgiler bulunurken, diğer kartta sadece bir çizgi vardır ve bu çizgi, diğer karttaki üç çizgiden biri ile aynı uzunluğa sahiptir. Katılımcılardan, bu tek çizginin hangi çizgiyle aynı uzunluğa sahip olduğunu belirlemeleri istenir. Deneyde, gerçek katılımcı dışındaki diğer katılımcılar Asch’ın asistanlarıdır ve önceden belirlenmiş davranışları sergilemektedirler. Deneyin amacı, gerçek katılımcının diğer deneklerin davranışlarının etkisi altında ne kadar etkilendiğini belirlemektir. Tüm katılımcılar aynı odada bulunurlar ve kart çiftleri gösterildikten sonra sırayla cevap vermeleri istenir. Gerçek katılımcı en son sıraya gelir. Sıra kendisine geldiğinde, diğer katılımcıların verdiği yanlış cevapları duyar. İlk birkaç denemede, tüm denekler doğru cevaplar verirler. Ancak daha sonra, gerçek katılımcı dışındaki diğer katılımcılar topluca yanlış cevaplar vermeye başlarlar. Bu durumda, gerçek katılımcılar da grupla uyum sağlamak adına yanlış cevaplar vermeye başlarlar. Bu nedenle, gerçek katılımcıların %32’si, grup yanlış cevap verdiğinde onlara katılır.
Asch Deneyi, Stanley Milgram’ı etkileyerek daha sonra insanların itaat davranışıyla ilgili Milgram Deneyi’ni gerçekleştirmesine ilham vermiştir.
Asch Deneyinin Sonuçları
Asch Deneyi (Uyma Deneyi) sonuçları, katılımcıların çoğunluğun görüşüne kaç kez uyduğunu ölçerek elde edildi. Ortalama olarak, deneyde yer alan katılımcıların yaklaşık üçte biri (%32), kritik denemelerde açıkça yanlış olan çoğunluğun görüşünü kabul etti ve bu baskıya boyun eğdi. Toplamda 12 kritik deneme yapıldığında, katılımcıların yaklaşık %75’i en az bir kez çoğunluğun görüşüne uymayı tercih etti, ancak katılımcıların %25’i hiçbir zaman uymadı. Kontrol grubunda, çoğunluğun görüşüne uyma baskısı olmadığı için katılımcıların %1’den azı yanlış cevap verdi.
Deney sonrasında yapılan mülakatlarda, birçok katılımcının verdikleri cevaplara gerçekten inanmadıklarını, ancak alay edilme korkusu veya “tuhaflıkla” suçlanma korkusu nedeniyle grubun görüşüne uydurduklarını ifade ettiği görüldü. Birkaç katılımcı, grup cevaplarının gerçekten doğru olduğuna inandıklarını belirtti.
Sonuç olarak, insanlar genellikle iki ana nedenle uyum sağlarlar: Gruba uyum sağlamak istedikleri için (normatif etki) ve grup üyelerinin daha bilgili olduğuna inandıkları için (bilgisel etki). Bu deney, sosyal baskının ve grup etkisinin bireylerin davranışları üzerindeki güçlü etkilerini vurgulayan önemli bir psikolojik deneydir.