Ergenlik, kişinin çocukluktan yetişkinliğe geçişinde yaşadığı gelişimsel dönemin adıdır. Ergen bu dönemde yoğun psikolojik, fiziksel duygusal gelişimleri yaşamanın yanı sıra çocuksu özelliklerini kaybetmeye, yetişkinler gibi sorumluluklar almaya başlar. Toplumdaki rolünün ne olduğu, yaşamının anlamı ve amacı, yaşamın ileriki dönemlerinde ne yapacağını bu dönemde daha yakından tanımaya ve tanımlamaya başlar. Ergenlik dönemi, kişinin özerklik kazanmaya başladığı bir dönemdir. Sağlıklı özerkliğe giden yol ise başarılı bir kimlik kazanımından geçer. Erikson’un 1968 yılında yaptığı bir çalışmada, kimik kazanmanın kişinin kendisini mutlu hissetmesi olduğunu ifade etmiştir. Erikson’a göre kimliğini kazanan kişi, kendisine güvenir, ne yapacağını bilir ve hangi yöne gideceğini bilir. Bunun sonucu olarak da kişi kendisini iyi hisseder.
Günümüz koşullarını ele aldığımızda toplumun ihtiyaçları hızla değişmektedir. Bireylerin de kazandığı yetkinlikler değişen topluma ayak uydurmak zorundadır. Bu yüzden ergenlerin psikolojik ve sosyal gereksinimleri hızla çeşit kazanmaktadır. Gereksinimlerini yeterince elde edemeyen ya da yanlış kaynaklardan elde eden ergen olumsuz birtakım eylemlerde bulunabilirler. (Alkol-madde kullanımı, şiddet eğilimi, intihar depresyon, erken hamilelik vb.) Olumsuz eylemlere bağlı olarak ergen, olumsuz bir kimlik kazanımına doğru yol alır. Erikson’un ortaya attığı düşünceye göre sağlıklı yetişkinliğin temelinde ergenlikte kazanılan kimliğin önemi büyüktür.
Az önce psikolojik ve sosyal gereksinimlerden bahsettim. Bu konuyu biraz daha genişletmek gerekirse, insan bir bütün halinde toplumun farklı kesimleri ile etkileşim halindedir. Aile, okul, iş, arkadaşlar, romantik ilişki vb. diğer alanlarda kişinin beklentileri ve sorumlulukları vardır. Bu alanların birinde ya da bir kaçında yaşanacak aksaklıklar kişinin kimlik kazanmasında sorun çıkarır. Örneğin olumsuz özelliklerle donatılmış bir arkadaş çevresine sahip kişi olumsuz kaynaklardan beslenmeye açık hale gelecektir. Aile yönüne baktığımızda da ilgisiz ya da baskıcı bir aile ortamında olan birey özerklik kazanımını yanlış yöntemlerle elde etmeye çalışabilir veya özerklik yerine bağımlı bir kişilik oluşabilir. Akademik alanda da kişinin yeterli eğitimi alamaması da kendisini geliştirebilmesi açısından ve kimliğini kazanma açısından yetersizliklere yol açacaktır. Burada şunu söylemem gerekir ki bir alanda yaşanan aksaklık diğer bir alan üzerinden giderilmeye çalışılır.
Fiziksel görünüş itibariyle bir yetişkine benzeyen ergen, artık bir çocuk olmadığının farkına varır. Farkındalığın kendisi de “Ben kimim?”, “Beni var eden değerler neler?” benzeri sorular üzerinden kendi kimliğini arama yolculuğuna başlar. Kendisine uygun bir rol model vasıtası ile ergen kimlik kazanımında önemli aşamalar katetmeye başlar ancak farklı denemelerden sonra kimlik krizini çözemezse ergeni, olumsuz kimlik veya kimlik karmaşası problemi beklemektedir. Ergenlik döneminde kimlik duygusunu geliştiremeyen ergen bu krizi yaşamının ilerleyen döneminde çözmek üzere erteleme yoluna da gidebilir. (Erden ve Akman, 2001)
Ergenin yaşamının bu döneminde kimlik duygusu üzerine yaşadığı krizi yönetemez ve bir kimlik edinemezse, hangi yöne doğru gideceğini açıklayamaz ve hareket edemez. Bunun sonucu olarak da yaşamın bu döneminden itibaren çeşitli belirsizlikler ortaya çıkar. Meslek seçiminin ve alınacak eğitimin ergenliğin bu dönemine denk geldiğini hesap edecek olursak belirsizlik büyük bir sorun olarak karşımıza çıkar.