Demans Nedir?

Demans, dünya çapında yaşlılar arasında sıklıkla görülen, öğrenme, bellek, dil fonksiyonları başta olmak üzere çeşitli mental fonksiyonların bozulmasına yol açan hastalıkların genel adıdır. Sosyal yaşamın çeşitli alanları başta olmak üzere, iş, aile yaşamını doğrudan etkileyen bir hastalıktır. Demans hastalığı sinsi bir şekilde başlar ve ilerleme gösterir. Yaşlılık döneminde engelliliğin ve bağımlılığın başlıca nedeni olan demans hastalığı, toplum için önemli etkiler ortaya çıkarır. Demans hastalığının en çok görülen türü Alzheimer Hastalığıdır ve tüm demans türlerinin 2/3 kadarı alzheimer hastasıdır.

Demans hastası bireyler, hafıza ve muhakeme becerilerinde süreç içerisinde ciddi sorunlar yaşarlar. Düşüncelerin içerikleri fakirleşmeye başlar ve kişilik çoğu zaman değişim gösterir. Her 20 yıllık süreçte hasta sayısının 2 katına çıkacağı öngörülmektedir.

Demans Hastalığı Belirtileri

Hastalığın erken evrelerinde kelime bulmakta güçlük çekilir, unutkanlık ve kişilikte çeşitli değişimler görülmektedir. Öte yandan hesaplamalarda zorluklar yaşama, eşya kaybetme, soru ve cümle tekrarları ile hafif oryantasyon bozukluğu görülmektedir. Yeni bilgi öğrenmekte de sınırlılıklar görülmektedir.

Orta evrede, hafıza kaybında bir artış görülür. Konuşmanın akışına uygun olmayan kelimelerin kullanılması görülür. Öz bakım becerilerinde görülen bozuklmalar, artan kişilik değişiklikleri, gece ve gündüz vakitlerini karıştırma, gece saatlerinde ortaya çıkan huzursuzluk ve uykusuzluk, tanıdık kişileri hatırlayamama gibi belirtiler görülür. Yeni bir bilgi öğrenme ile ilgili yeteneklerin kaybolduğu görülür. Tek başına dolaşmakta güçlük ve ev dışında kaybolma gibi alanlarda sıkıntılar görülür.

İleri evrede, üriner ve fekal inkontinans görülür. Beslenmede başkalarına bağımlılık görülür. Hareket etmekle ilgili sorunlar görülür ve kimi zaman yatağa bağımlılık ve konuşmama oluşmaktadır.

Demans Hastalığı Tanısı

Alzheimer patolojisinde görülen temel özellik, amiloid plaklar ve nörofibriler yumaklar olarak karşımıza çıkmakla birlikte, yatgın nöronal ve sinaptik fonksiyon bozuklukları beraberinde nöron kaybını getirmektedir. Beyinde orta temporal lob olan hipokampüs tutulumu ile bellek kaybı biçiminde başlar. Son dönemde yapılan çalışmalarla birlikte hastalığın erken teşhisi, demansı önlemek ve geciktirmek açısından önemli bir fırsat olarak görülmektedir. Erken dönemde görülen semptomlar kimi zaman gözden kaçabilmekle birlikte yanlış yorumlanmaktadır. Çoğu zaman demansın neden olduğu bilişsel kayıplar, yaşlılık ile ilişkilendirilmektedir.

Hafif Kognite Bozukluk, demans hastalığının henüz oluşmadığı ve günlük yaşamı doğrudan bir biçimde etkilemediği bir süreçtir. Ancak hafif kognitif bozukluk, bilişsel kaybın belirginleştiği bir dönemdir. Bu dönemde bilişsel fonksiyonlardaki azalma, normal kabul edilen bilişsel fonksiyon değerlerinin altına inmesine yol açar. Çeşitli yöntemler ile hafif kognite bozukluk tespit edilebilmektedir. Mini Mental Durum Değerlendirme Testi, Saat Çizme Testi, Üç Nesne Hatırlama Testi gibi çeşitli testler ile tespit edilebilmektedir. Bu testlerden istenen aralıklarda sonuç alınsa bile ek olarak nöropsikolojik muayene yapılması gerekmektedir. Literatürde hafif kognite bozukluk yaşayan kişilerin %10’luk bir kısmının demans hastalığına doğru ilerlediği düşünülmekle birlikte, bu tanıyı alan kişilerin düzenli muayene edilmesi gerekmektedir.

Buna Göz Atın  Aralıklı Patlayıcı Bozukluk Nedir?

Alzheimer hastalığı, özellikle kişinin epizodik belleğini etkiler. Yani hastalar, kişisel deneyimlerini ve anılarını hatırlamakta güçlük çekerler. Çoklu görevleri yerine getirmekte zorluk yaşarlar ve çoğu zaman çoklu görevleri yerine getiremezler. Depresif belirtiler ile güven kaybının görüldüğü olur. Ajitasyon ve saldırganlık benzeri davranış değişiklikleri görülmekle birlikte, psikotik nöbetlerin de sürece eşlik edebileceği söylenebilir. İlerleyen evrelerde üriner ve fekal inkontinans, bası yaraları, kas gücü koordinasyon güçlüğüne dayalı düşmeler, yutma güçlükleri ve buna bağlı olarak malnütrisyon görülür.

Demans Tedavisi ve Demans Bakımı

Erken tanı koymak, hastalığın tedavisinde oldukça önemlidir. Fiziksel sağlık ve fiziksel aktiviteleri korumak önerilmekle birlikte, demans hastalığına eşlik eden diğer hastalıklar ile psikolojik belirtileri saptamak ve kontrol altına almak şeklinde tedavi ve bakım süreci özetlenebilir. Bu hastalığın tedavi ve bakım süreçlerinde sosyal hizmetler, destek hizmetleri ile sağlık hizmetleri arasında kurulacak multidisipliner bir yaklaşım önemlidir.

Günümüzde hastalığın seyrini tamamen değiştiren tedaviler mevcut değildir. Genellikle tedavi planlaması semptomatik yaklaşım üzerine kurulmuş olup, alzheimer hastalığına yönelik olarak nörotransmitterlerin engellenmesi şeklinde Asetil-kolinesteraz inhibitörleri ile memantin kullanımına dayanmaktadır. Klasik tedavi yaklaşımlarına ek olarak modern anlamda yeni tedavi yaklaşımları da geliştirlme sürecindedir. Transkraniyal Manyetik Stimülasyon, hastalığın seyrini değiştirmekte etkili olmasa bile semptomların hafifletilmesi için potansiyel tedavi aracı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kas gücü kayıplarını azaltabilmek ve kas gücü kayıplarından dolayı ortaya çıkan düşmeleri azaltabilmek için denge çalışmaları ve alt estremite güçlendirici egzersizler önerilmektedir. Egzersizlerin hastalığa çeşitli yönlerden katkıları vardır. Müzik terapisi, sanat terapisi ve ışık tedavisi gibi yöntemler, hastalığın tedavi sürecinde değerlendirilmektedir. Farmakolojik temellere dayanmayan tedavilerin, demans hastalarının günlük aktivitelerini geliştirmekle birlikte, depresyonu azalttığını gösteren çeşitli meta-analiz çalışmalar bulunmaktadır.

Demans Risk Faktörleri

Demans hastalığının önüne geçebilmek için takip edilmesi gereken en önemli yollardan birisi, risk faktörlerine yönelik önlemlerin alınmasıdır. Yaş faktörü en önemli risk faktörü olarak değerlendirilmektedir ancak hastalık yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmaz. Literatürde yapılan çalışmalarda hastalığın prevalansının 65 yaşından itibaren her 5 yıllık süreçlerde iki katına çıktığı ve 85 yaşından itibaren de en yüksek seviyelere ulaştığı belirtilmektedir. Erkeklerin kadınlara göre demans hastası olma riski görülmekle birlikte, cinsiyet de bir risk faktörü olarak değerlendirilmektedir.

Alzheimer hastalığı, rastgele temeller ile ortaya çıkarken, vakaların %5’inden daha azının ailesel olduğu ve ailesel olguya dayanan hastalığın başlangıcının rastgele ortaya çıkan demanstan daha erken görüldüğü bulunmuştur. Hastalıkla ilişkilendirilen en önemli gen APOE genidir. Bu gende heterozigot E4 alel taşıyıcıların alel taşımayan bireylere göre 3 kat, homozigot E4 taşıyıcıların ise 12 kat risk taşıdığı bulunmuştur. E2 alel taşıyıcı bireylerin daha düşük alzheimer riskine sahip olduğu görülmüştür.

Bazı araştırmacılar hava kirliliği, ağır metallere bağlı nörotoksin maruziyetinin bir risk faktörü olduğunu ifade etmişlerdir. Depresyonun bir risk faktörü mü yoksa erken dönem alzheimer belirtisi mi olduğunu tespit edebilmek oldukça zordur. Alzheimer hastalarında depresyon sıklığı oldukça fazladır.

Ads Blocker Image Powered by Code Help Pro

Reklam Engelleyici Algılandı!

Reklamları sevmediğinizi biliyoruz ancak sitemizin maliyetlerini reklamlar ile finanse ediyoruz. Lütfen reklamlara izin verin!

Scroll to Top